
Diyaderm
Uygulama Alanları:
Diyabetik Yaralar,
Kronik Yaralar
Kullanım Alanları:
Yara, Deri veya herhangi bir dokuda oluşan çeşitli düzeylerde kayıplardır.
• Dokudaki kaybın boyutuna göre bölgedeki kılcal damarlardan veya daha büyük damarlardan kanama olması beklenen bir durumdur.
• Vücudun yara oluşumuna verdiği yanıt genelde bir aktivasyon ve onarım sürecidir.
Hammade İsmi | INCI | %100 Bileşen |
Aqua | Aqua | 60 -75 |
Edta | Edta | 0,1 - 1 |
Glycerin | Glycerin | 1 -5 |
Allantion | Allantion | 0,1 - 1 |
GMS | Glyceryl Stearate | 2 - 10 |
Nafol 1618 | Cetearyl Alcohol | 2 - 10 |
Ceteareth-25 | Cetearesth-25 | 1 - 5 |
Stearic Acid | Stearic Acid | 1 - 5 |
Shea Butter | Butyrospermum Parkii (Shea) Butter | 1 - 5 |
Likit Parafin | Paraffinum Liquidum | 1 - 5 |
İPM | Isoproply Myristate | 1 - 5 |
Dimethicone 100 | Dimethicone | 1 - 5 |
Polysorbate 80 | Polysorbate 80 | 0,1 - 1 |
Getirilen Numune | - | 0,1 - 1 |
Çörek Otu Yağı | Nigella Sativa Seed Oil | 1 - 5 |
Sarı Kantaron Yağı | Hypericum Perforatum Flower Oil | 1 - 5 |
Polysorbate 20 | Polysorbate 20 | 1 - 5 |
PE9010 | Phenoxyethanol (and) Etgylhexylglycerin | 1 - 5 |
Diyabetik ve Kronik Yaraların Tedavisinde Devrim: Wiseman Diyaderm
Kronik ve diyabetik yaraların tedavisi, modern tıbbın en büyük zorluklarından biridir. Bu tür yaralar, özellikle diyabet hastalarında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve iyileşmesi uzun sürebilir. Wiseman firması, bu alandaki ihtiyaçları karşılamak üzere özel olarak geliştirdiği Diyaderm adlı ilaçla, diyabetik ve kronik yaraların tedavisinde yeni bir çığır açıyor.
Diyaderm Nedir?
Diyaderm, kronik ve diyabetik yaraların tedavisinde kullanılan, özel olarak formüle edilmiş bir ilaçtır. İçeriğindeki aktif bileşenler, yaraların hızlı ve etkili bir şekilde iyileşmesine yardımcı olurken, aynı zamanda enfeksiyon riskini azaltır. Diyabetik hastaların ciltlerinde meydana gelen yaraların iyileşme süreci genellikle uzundur, ancak Diyaderm bu süreci kısaltarak hastaların yaşam kalitesini artırır.
Diyabetik Yaraların Tedavisinde Diyaderm’in Önemi
Diyabetik yaralar, genellikle ayaklarda ve bacaklarda ortaya çıkar ve iyileşmesi zordur. Bu yaralar, kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi enfeksiyonlara ve hatta amputasyona kadar gidebilen komplikasyonlara yol açabilir. Diyaderm, bu tür yaraların tedavisinde devrim niteliğinde bir çözüm sunar. İlaç, yaranın iyileşme sürecini hızlandırır, ağrıyı azaltır ve cilt dokusunun yeniden yapılanmasına destek olur.
Kronik Yaralar İçin Etkili Çözüm
Kronik yaralar, uzun süre iyileşmeyen ve genellikle altta yatan bir sağlık sorunuyla ilişkili olan yaralardır. Bu tür yaralar, sürekli bakım ve tedavi gerektirir. Diyaderm, kronik yaraların tedavisinde de etkili bir çözüm sunar. İlaç, yaraların kapanmasını hızlandırırken, ciltteki hasarı en aza indirir ve yeni yara oluşumunu önler.
Kullanım ve Etki Mekanizması
Diyaderm, yaranın üzerine doğrudan uygulanarak kullanılır. İlaç, ciltte hızlı bir şekilde emilir ve doğrudan sorunlu bölgeye etki eder. Bu sayede, yaranın iyileşme süreci hızlanır ve enfeksiyon riski en aza indirilir. Günde birkaç kez tekrarlanan uygulama, ilacın etkinliğini artırır.
Sonuç
Wiseman’ın geliştirdiği Diyaderm, diyabetik ve kronik yaraların tedavisinde yenilikçi ve etkili bir çözümdür. Hastaların yaşam kalitesini artıran bu ilaç, yaraların hızla iyileşmesini sağlarken, enfeksiyon riskini azaltır ve komplikasyonların önüne geçer. Diyaderm ile, diyabetik ve kronik yara tedavisinde güvenilir bir adım atın ve sağlığınızı koruyun.
Yara İyileşme Süreci
Hemostaz
• Hemostaz (kanama durması), damarda bir hasar gözlendiği anda başlar. Bir anlamda pıhtılaşma demektir.
• Önce damardan kan sızar.
• Damar duvarında hasarı gören trombositlerden (pıhtılaşmayı başlatan kan hücresi) tromboksan A2 sentezlenir.
• Tromboksan A2 sayesinde damar düz kasları kasılır ve hasarlı alan daralır.
• Trombositler damar duvarına yapışır (adezyon – agregasyon).
• Dolaşımdaki bir protein olan fibrinojenden fibrin oluşur.
• Pıhtılaşma süreci başlar ve hasarlı kısmın üzeri bir pıhtı ile kaplanır.
• Artık kanama durmuş ve pıhtı oluşmuştur. Damar duvarı iyileştiğinde bu pıhtı çözülecektir.
İnflamatuar Faz
• Yara oluşumu inflamasyonu başlatan bir travmadır.
• Olaya infeksiyonda eklenebilir.
• İnflamatuar mediyatörler olan prostaglandinler oluşur.
• Prostaglandinler nedeniyle hasar görmemiş damarlardan da hasarlı bölgeye doğru serum sızar.
• Doku aralığında sıvı birikimi olur ve yara yerinde şişlik oluşur.
Proliferatif Faz
• Yara yerinde kollagen III (bu kollagen tipi, tüm dokularda bulunan lifler şeklinde olan öncü kollagendir) ve
ekstraselüler matriks miktarının artmasıyla yeni bir doku oluşur.
• Bir önceki adımda büyüme faktörüyle oluşan miyofibroblastlar sayesinde yara yeri küçülür.
• Bu dönemde büyüme faktörünün etkisiyle yeni damarlanma (anjiyogenez) da oluşur.
• Granülasyon dokusu (iyileşme dokusu) oluşur.
• Pembe ise herşey yolundadır .
• Kahverengi ise infeksiyon olabilir.
Olgunlaşma Fazı
• Artık oluşan kolagen III, kollagen I’e dönüşmüştür ve yarada oluşan boşluğu tam olarak doldurur.
• İnflamasyon biter. Bağışıklık sistemi hücreleri ortamdan uzaklaşır.
• Genelde bu faz yaralanmadan sonraki 21. günde başlar. Zaman zaman tamamlanması 1 yılı bulabilir. Nemli tutulmalıdır.
Diyabetik Ülser:
• Tüm nontravmatik alt ekstremite amputasyonlarının %40-60’ı diyabete bağlıdır.
• Diyabetik ayak infeksiyonu yaklaşık %20 oranında değişik seviyelerde ampütasyona yol açmaktadır.
Periferik arter hastalığı, iyileşmeyen ülser, infeksiyon (en sık infeksiyon etkeni aerobik Gram pozitif koklardır);
gangreni ve ampütasyonu arttıran bağımsız bir risk faktörüdür.
• Her 30 saniyede 1 diyabetlinin major amputasyon geçirdiği ve tüm bacak ampütasyonlarının %70’inin
diyabete bağlı olduğu anlaşılmıştır, ursa granülasyon dokusunun epitel dokuya dönüşümü hızlanır.
Venöz Ülser:
• Venöz ülser, bacak toplardamarlarındaki yetmezlik nedeniyle genellikle ayak bileği çevresi ve bacakta açılan
yaradır.
• Halk arasında varis yarası olarak da bilinmektedir.
• Bu yaralar genelde çok zor iyileşir ve tekrarlayabilir.
• Hastalığın genel olarak görülme sıklığı 1000’de 1 ile 4 arasında değişmektedir ancak yaşla görülme sıklığı da artar.
Venöz ülser nasıl oluşur?
• Venler içindeki valvüllerin (kapakçıkları) bozukluğu nedeniyle geliştiği düşünülmektedir.
• Kanın kalbe dönüşü bozulur ve bacak damarlarında göllenmeye başlar.
• Biriken kan damar içinde basınç artışına sebep olur.
• Sürekli yüksek basınç nedeni ile dokularda ve özellikle bacak derisinde bozulma, varisler, şişlikler son olarak
da bacaklarda yaralar (venöz ülser) oluşur. Buda kadın ve erkeklerde eşit görülse de 40 yaş üstünde kadınlarda
daha sıktır.
Venöz ülser belirtileri:
• Öncü belirti: Ayak bileği iç kısmında ve bacak ön yüzünde olan şişlik (ödem). Bastırınca iz bırakır.
• Kaşıntı, variköz damar genişlemeleri olabilir.
• Genelde diz altında ve özellikle bileklerin üzerinde yara oluşur.
• Yara genellikle pembe/kırmızı renkte ve akıntılı olup kenarları düzensizdir.
• Yaranın etrafı kahverengi kalınlaşmış deri ile çevrilidir ve kepeklenme görülebilir.
• Hastaların ayak ve topukları genelde normaldir.
• Hafif ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olabilir. Ağrı ve şişlik bacağın yüksekte tutulmasıyla azalabilir.
Uygulama Şekli:
Yara öncelikle serum fizyolojik ile silinip temizlenmelidir. Uygulama olanağı varsa nekrotik doku yara üzerinden alınmalıdır. Yoksa ürün yara üzerine yeterli miktarda sürülmelidir. Yaranın evresine, büyüklüğüne ve derinliğine göre günde bir veya iki kez uygulanmalıdır. Enfeksiyon varsa topik (cilde sürülen) antibiyotik ilebirlikte kullanılabilir. Uygulamadan sonra steril gazlı bezle yara kapatılmalıdır. Yaranın üzerine Batigon gibi antiseptikler sürülmemelidir.
